Ne kadar uzun zaman olmuş şöyle yalnız kalıp sessizlikte oturmayalı şimdi farkettim.
Garipsemedim değil doğrusu şu anki bu durumu da...
Özlemişim yalnız kalmayı
sessiz kalmayı,
hatta susmayı.
Kafamın içinde sürekli konuşan bir kalabalık var ve inatla ve dur durak bilmeden ;
sürekli bir telaş içinde
bir koşuşturma ...
Sanki herşeyin bir sonu yokmuş gibi
sanki ölümsüzmüş cesine
sanki gün bitmezmiş
hergün yeniden doğarmış gibi...
Ya bugün o gün ise;
Ya bugün son gün ise kim biliyor ki...
Oysaki ne bu koşturmaca hızını azaltıyor,ne kaygılar,ne telaşlar ,ne de saçma sapan
üzüldüğümüz ayrıntılar...
her gün bugün yeniden her şey güzel olacak diyerek uyanmak;
Artık küçük şeylere üzülmek yok diyebilmek,
Şanslısın etrafına bak demek
Bu kadar zor mu?
Sanmıyorum
Değil
hiç değil...
Peki öyleyse neden yapamamak ?
Düşüncede ; pozitif iken
uygulamada neden hep geride kalıyorum...
Yorgunum dedikçe mi ;gercekten yoruluyorum, ruhsal enerji denilen şey gercekten insanın içinden gelen midir...
Bir insan ne kadar yorgun olursa olsun , hatta ne kadar tükenmiş hissederse hissetsin;
öyle değilim güçlüyüm dediği anda tekrardan diriliş mümkünmü gercekten ?
içimdeki enerjinin mi uyanması gerekiyor?
İyi de nasıl
Bunun cevabı da içimde değil mi...
evet biliyorum
biliyorum ve uygulama vakti için hala bekliyor muyum ?
Peki neyi ...
Yarını mı ?
Gercekten bir yarın var mı
Ve
gercekten
Beklemeye zaman var mı . . .