Vazgeçemediğim ve geçmeyeceğim filmler arasında ilk sıradadır kendileri...
Derler ya "Bu filmle hayata bakış açınız değişecek." gerçekten öyle her izlediğimde farklı anlamlar yüklüyor hayatıma...
Hayata karşı ön yargılı olanlar için daha bir dikkatlice izlenmesi gerek diye düşünüyorum.
Audrey Tautou'nun başrolünde olduğu bir Jean-Pierre Jeunet filmi... Çeşitli festivallerde yer alarak pek çok ödülün sahibi olmuş başarılı bir fantastik, romantik komedi.
Amélie annesinin ölümü ile babasıyla yabancılaşma ve hayatın gerçekleri ile baş başa kalma olaylarını yaşamış sonuçta küçük şeylerle mutlu olabilmeyi öğrenmiştir. Amélie bu yalnızlığın ortasında kendini eğlendirebilmek için oldukça ilginç ve derin bir hayal gücü geliştirmiştir.
Hayatını Paris'te kendisine ait bir evde, garsonluk yaparak geçirmektedir. Sıkıcı giden hayatı oturduğu dairede birisine ait olan bir kutu bulmasıyla değişmeye başlar. Kutuda, bu kişinin çocukluk hatıraları vardır. Amélie, hatıraların sahibini bulur ve kutuyu gizlice sahibine iade eder. Hatıralarına kavuşmak, adamın yaşamında büyük ve olumlu değişimler meydana getirir. Bunu gören Amélie deyim yerindeyse "küçük dokunuşlarla büyük mutluluklar yaratabilmek" için var gücüyle çalışır. Hayattan keyif almanın başkalarına el uzatmaktan geçtiğini fark eder. Bu olaydan sonra herkesi mutlu etmeye çalışan Amélie, babası ve kendisi içinde bir şeyler yapmanın zamanının geldiğini düşünür.
kesinlikle herkesin izlemesini tavsiye ettiğim ve herkesin hayatına bir damlada olsa birşeyler katabileceğini düşündüğüm bir filmdir :)
Filmin ünü kadar ünlenen müzikleri Yann Tiersen tarafından bestelenmiştir.
Derler ya "Bu filmle hayata bakış açınız değişecek." gerçekten öyle her izlediğimde farklı anlamlar yüklüyor hayatıma...
Hayata karşı ön yargılı olanlar için daha bir dikkatlice izlenmesi gerek diye düşünüyorum.
Audrey Tautou'nun başrolünde olduğu bir Jean-Pierre Jeunet filmi... Çeşitli festivallerde yer alarak pek çok ödülün sahibi olmuş başarılı bir fantastik, romantik komedi.
Amélie annesinin ölümü ile babasıyla yabancılaşma ve hayatın gerçekleri ile baş başa kalma olaylarını yaşamış sonuçta küçük şeylerle mutlu olabilmeyi öğrenmiştir. Amélie bu yalnızlığın ortasında kendini eğlendirebilmek için oldukça ilginç ve derin bir hayal gücü geliştirmiştir.
Hayatını Paris'te kendisine ait bir evde, garsonluk yaparak geçirmektedir. Sıkıcı giden hayatı oturduğu dairede birisine ait olan bir kutu bulmasıyla değişmeye başlar. Kutuda, bu kişinin çocukluk hatıraları vardır. Amélie, hatıraların sahibini bulur ve kutuyu gizlice sahibine iade eder. Hatıralarına kavuşmak, adamın yaşamında büyük ve olumlu değişimler meydana getirir. Bunu gören Amélie deyim yerindeyse "küçük dokunuşlarla büyük mutluluklar yaratabilmek" için var gücüyle çalışır. Hayattan keyif almanın başkalarına el uzatmaktan geçtiğini fark eder. Bu olaydan sonra herkesi mutlu etmeye çalışan Amélie, babası ve kendisi içinde bir şeyler yapmanın zamanının geldiğini düşünür.
kesinlikle herkesin izlemesini tavsiye ettiğim ve herkesin hayatına bir damlada olsa birşeyler katabileceğini düşündüğüm bir filmdir :)
Filmin ünü kadar ünlenen müzikleri Yann Tiersen tarafından bestelenmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Değerli yorumlarınızı benimle paylaştığınız için çok mutluyum :)